28 Şubat 2011 Pazartesi

Impossible Is Nothing


“Impossible Is Nothing” dilimize sakız olmuş, çoğu için sıradan bir sözden ibaret değil. Bir kısmı içinse ‘umut’ demek. Aslında koca bir yalan. Yıllardır ağzımızda gezinen şu söz koca bir YALAN! Adı üstümde ‘imkânsız’ zaten yapılabilecek olsa adı imkânsız olmazdı. Böyle olmazdı değil mi? Onlarca örnek sayabilirim şurada; imkânsız olan ama asla gerçekleşmeyecek olan. Küçüklüğümüzden beri bir yalana inandırılmışız, hem de topu topu 2-3 klişe cümle ile. Birisi tahmin edeceğiniz gibi “Impossible is nothing” diğeri ise “Zoru başarmak kolaydır, imkânsızı başarmak zaman alır”. Birkaç uydurma cümle ile her şeyi yapabileceğimize inandırıldık. Bazen düşünüyorum da biz insanlar gerçekten kolay kandırılıyoruz. Birinin söylediği herhangi bir şey bizi tatmin ediyor hoşumuza gidiyorsa anında doğru oluyor. Çoğu zaman cidden aptalız, kendimizi neden zeki sayıyoruz ondan bile haberim yok ya gerçi.

Üç beş klişe hayatımıza yön verirken biz sadece uyum sağlıyoruz. Bir taraftan imkânsız derken bir yandan da imkânsıza inanmamak bizi tutarsız yapıyor. Eğer imkânsızın başarılabileceğine inanıyorsan o zaman imkânsıza inanmamalısın ki bence eğer başarabileceğine inanıyorsan imansız olduğuna inanmıyorsundur. Aslında onun imkânsız olmadığını biliyor ama -bir nevi- kendini tatmin etmek için imkansız olduğuna ve başardığına inanıyorsundur. İmkânsız başarılabilecek bir şey olsa adı imkânsız değil ‘imkanlı’ olurdu zaten.

Sözün özü yoktur öyle bir şey. Yıllarca “Var” dedikleri şeylerin çoğu aslında yoktur. Tüm bunlar ‘büyüklere masallar’ dır bana göre. Çocukken anlatılan masallar artık anlatılmaz olunca başka masallara ihtiyaç duyuyoruz. Uyduruyoruz işte sonunda bir de inanıyoruz. Ya da inanmasak da umut ediyor, öyle olmasını diliyoruz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder