Watashi wa shitte iru!
Ben de biliyorum!
Ben de farkındayım birçok şeyin; etrafımdaki karmaşanın, insanların, belki
yaşadıklarının… Yaşadığım, gördüğüm, duyduğum olaylara bu kadar tepkisiz soğuk
kalmam tüm bunların farkına varmamam değil. Aksine neredeyse hepsinin
farkındayım ama ne abartılı tepkiler vermem ne hakkında konuşmam ne de oturup
ağlamam hiçbir şeyi değiştirecek değil. Toplumun ‘üzücü olay duyduğun anda
tepkini vermelisin, yorumunu yapmalısın’ baskısına boyun eğmek bana göre değil
sanırım. İnsanların oturdukları yerden atıp tutmalarını da sevmiyorum. Hiçbir işe
yaramayan yorumlarını ya da sızlanmalarını da. Ve hatta her duyduklarına inanıp
bunu düşünmeden deli gibi savunanları da sevmiyorum. Ve evet farkındayım;
insanların davranışları hakkında yorum yapmak bana düşmez.
Çevrendekilerden farklı olduğun için suçlanman, dışlanman…
Toplumun (her toplumun) en büyük ayıbıdır bence. Sırf biraz değişik görünüyor
diye daha iki cümle konuşmadığın bir insan hakkında atıp tutmalar, senden
farklı şeyleri seviyor diye zevksiz diye suçlamalar, senden farklı düşünüyor
diye aptal diye yaftalamalar… Uzadıkça uzayan önyargılar ve kendimizden başka
herkesin yanlış olduğunu savunmamız, ‘ben böyle değilim’ demeyin sakın! Her insan
böyledir, herkes kendi doğrularını savunur. Benimse karşı çıktığım bu değil. Benim
karşı çıktığım asla yanlışı olmadığını düşünmek, başkalarının farklı zevkleri,
farklı davranışı ya da farklı konuşması olabileceğini ve bunun aslında gayet
normal olduğunu unutmak.
Aslında toplumsal normlara bazen aşırı bağlanabiliyorum,
bazen küstahlaşabiliyorum, bazen insanları kırabiliyorum ve çoğu zaman
yanlışları hemen ortaya çıkarmak istiyorum. Kabulümdür hepsi. Bu yüzden benden
nefret eden hatta aşağılamayan çalışan inşalar tanıdım, farklı göründüğüm için
lakaplarım oldu. Küçük bir kızken tüm bunlardan nefret eder onlara cevap
verirdim, susmalarını isterdim, dayanamadığımda ağlardım. Hiçbir yararı olmadı.
Bundan sonra da olmayacak! İnsanlar acımasızdır, çoğu zaman sizin de
kırılabileceğinizi unuturlar ve canları istediği gibi davranırlar. İşte tam da
bu yüzden onların deyimiyle “ruhsuz” olmak en iyi çözüm bence. Zamanla uğraşmayı
bırakırlar sonunda, belki sizden bir şekilde korkarlar ya da ‘tuhaf’ olduğunuzu
düşünürler. Bırakın insanlar sizi böyle görsün ne fark eder ki. Onlar için
problemli olan sizsinizdir ama bu tabloya dışarıdan bakınca kimdir asıl
problemli olan?
Birçok şeyin karşısında ruhsuz, tepkisiz kalmak belki çoğu
insan için anormaldir. Ama aynı zamanda yaşananlara mantık çerçevesi içinde
bakmanızı sağlar, subjektif olmanızı engeller bence. Daha önce dediğim gibi ‘tabloya
dışardan bakmanızı’ sağlar.
**Tamamı kendime ait düşüncelerdir. Tabi ki farklı
düşünebilirsiniz yadırgamam. Zaten yazının da bunun üzerine kurulu.
Farklı olanı kabul edin. Farklı olan yanlış olan demek
değildir zira…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder